Hoi An Vietnam’ın en güzel şehri. Hatta Güneydoğu Asya’da şimdiye dek en beğendiğimiz 3 şehirden biri. Diğerleri ise Penang ve Luang Prabang.
Şehir hayatına ek olarak çok kısa bir mesafe içerisinde pirinç tarlaları görebileceğiniz hem de denize girebileceğiniz bir yer. Ne ararsanız var bir nevi. Güzel şehir hayatı da, kırsal da, plaj tatili de. Denizi Tayland’ın, Filipinler’in denizi ile kıyaslanamaz tabi.
Hoi An’ın en büyük özelliği şehir merkezinin, özellikle de eski şehir kısmının fenerlerle dolu olması. Bu yüzden ışıklar şehri diye de geçiyor.
Biz Hoi An’da 3 gece Viva Homestay’de kaldık. Gecelik fiyatı 15 usd’ydi. Vietnam ortalamamızın biraz üzerindeydi ama en turistik yerlerden birindeydik ve oda homestay’den ziyade otel odası gibiydi. İlk gece geç saatte vardığımız için sadece yemek yiyip yattık ama yemekler ilk şoku yarattı zaten. Otelden şehre giden ana yol üzerine adını hatırlamadığım yeni bir restoran açılmış. Orayı denedik ve sipariş verdiğimiz her şey birbirinden iyiydi. Özellikle de spring roller.
Sonraki gün de dayanamayıp akşam yemeğini aynı yerde yedik. Sahibi de çok şeker bir adamdı. Bir şekilde orayı bulup gidin derim. “Hai Ba Trung” ve “Mac Dinh Chi” kesişiminde olması lazım.
Ertesi sabah kahvaltımızı Vietnam’ın meşhur sandviçi “bahn mi” ile yapalım dedik. Bu sandviçin kraliçesi Hoi An’daymış meğer. Bahn Mi Queen kendisi. Çok yaşlı bir teyze şehrin en iyi sandviçini yapıyor. Ertesi gün de Bahn Mi Phoung’da yedik. İkisini de deneyin mutlaka.
Kahvaltı sonrasında kendimizi eski şehre attık. Eski şehrin sokakları daracık. Bazı saatlerde motor girmesi yasak. Bu yüzden bisikletle veya yürüyerek geziliyor.
Ya da sürücüsünü uyandırabilirseniz cyclo ile de turlayabilirsiniz 🙂
Tapınakların bazıları ücretli, bir de ücretli olarak gezilebilen bir kaç tane ev var. Günlük bilet alıp istediğiniz 5 yeri gezebiliyorsunuz. Biz para vermeyip bedava olan tapınakları gezdik. Onlar bile günümüzü doldurmaya yetti.
Eski şehrin en önemli yerlerinden birisi Japon Köprüsü. Şehrin simgelerinden biri. 1590 yılında yapılmış. Hala eski hali korunmaya çalışılıyor.
Gezerken hava o kadar sıcaktı ki serinlemek için kendimizi cafelerden birine attık. Vietnam kahvesi içtik.
Hoi An’daki kahve dükkanlarının çoğunda weasel adı verilen sincabımsı faremsi hayvanın yediği ve sonrasında da dışkıladığı kahve çekirdeklerinden yapılan kahve satılıyordu. Cafelerde denk gelemediğim için tadamadım. Çiğ hali normal kahveden oldukça pahalıydı.
Eski şehirde bol bol tasarım dükkanları ve hediyelik eşya dükkanları bulmak mümkün. Vietnam’dan sonra eve dönüyor olsaydık delice alışveriş yapardım kesin. Şimdi ise sadece dükkanlara bakmakla yetindim.
Hoi An’ın en eğlenceli yanlarından biri de terzileri. 24 saat içerisinde istediğiniz herhangi bir kıyafeti diktirebilirsiniz. Özellikle beyaz yaka bir çalışansanız ve işe giyeceğiniz kıyafeti dert ediyorsanız Hoi An’a gelirken bavulunuz boş olsun. Takım elbiselerle, eteklerle, gömleklerle doldurabilirsiniz.
Sokak satıcıları da çok renkli. Konik şapkaları ile çok sevimliler. Yalnız fotoğraf çekerken dikkat edin fotoğrafı çektikten sonra para isteyebilirler 🙂
Elinizde bir gezilecek yerler listesi olmasın, sokaklarda canınız istediğince dolaşın. Çok güzel fotoğraflar yakalayacaksınız kesinlikle.
Eski şehirde saatlerce gezdikten sonra güneş batışına doğru pirinç tarlalarına geçtik. Tarlalar şehir merkezi ile plajlar arasında. Bisikletle veya motorla gidebilirsiniz. Şehrin hemen kenarında buffalosu, ördekleri ve bolca sineği ile kırsal hayatı deneyimleyebilirsiniz.
Tarlaların arasında bisiklet ve motor sürmeye elverişli ufak beton ve toprak yollar var. Kaybolduğunuzu sansanız bile şehirdesiniz hala, illa ki yolunuzu bulursunuz.
Bir günümüzü de plaja ayırdık. Plajlar şehir merkezinde değil, bir kaç kilometre dışında. Bisikletle veya motorla ulaşabilirsiniz yine.
Plaja gittiğimizde ilk anda her yer sakindi. Plajda bolca satıcı vardı. Plajın arka tarafında da güzel balık restoranları var ama plajda ıvır zıvır yemek daha zevkli tabi. Biz de kurutulmuş ve közlenmiş kalamar ve bira ile açılışı yapıp ne bulursak yedik 🙂
İş çıkış saatinde bir anda bir şeyler oldu ve plaj binlerce insanla doldu. İnsanlar işten veya okuldan çıktıkları gibi plaja akmışlar belli ki. Ama baya direkt plaja gelmişler. Mayo falan yok. Çantaları kenara bırakıp üstlerindekilerle denize giriyorlardı. Kot, tshirt, elbise vs.
Kadınlar plajda da şıklıklarını koruyordu. Bir grup fotoğraf çekilirken ben de aralarına daldım 🙂
İşte plajın kalabalığı…
Güneş batarken balıkçılar da küvetleri ile denize açıldılar.
Hava kararınca plaj hızla boşalmaya başladı. Biz de kendimizi tekrar eski şehre attık. Işıklar şehri denen bu şehri gece de gezmek gerekiyordu mutlaka. Geçmiş zamanlarda Hoi An önemli bir ticaret merkezi iken bu ipek fenerler hem aydınlatma hem de dekorasyon amaçlı üretilmeye başlanmış. O zamandan bu yana da gelenek sürmüş. Gece bütün fenerler yanıyor, cafeler-barlar cıvıl cıvıl insan doluyor ve inanılmaz oluyor şehir.
Belediyenin yaptığı aydınlatmaların bir kısmı gece 21:00’de kapanıyor o yüzden gezmek için fazla geç kalmayın. Bir de genel olarak Vietnam’da gece hayatı gece yarısı gibi bitiyor….
Hoi An çok güzel, rüya gibi bir şehir….
Gülen
Yazılarınızı zevkle takip ediyorum. Geçen sene Saigon’a gitmiştik. Bu sene de Halong körfezi ve Hoi An düşünüyoruz. Sizin tavsiyelerinizden epey yararlanacağız. Rast gelsin…
Tesekkurler… simdiden iyi eglenceler..
Selam,
Halong Körfezi için tavsiye edeceğiniz bir tur şirketi var mı?
Biz Hanoi’den çıkan turlarla ilgili çok kötü yorumlar okuyunca Cat Ba adasına gidip ordan tur aldık. Tura ordan başlayınca rota farklı oluyor biraz. Firmaların pek farkı yoktu açıkçası hepsi aynı gemileri kullanıyor, standart tutturmuşlar.
Cat Ba’daki turdan memnun kaldınız mı yoksa Hanoi’den şansımızı deneyelim mi?
Cat Ba’daki turdan memnun kaldık. Fakat şöyle bir durum var. Hanoi’den çıkan turlar Halong Bayi gezdiriyor ve oldukça kalabalık oluyor(muş). Biz Cat Ba’dan Halong değil Lan Ha turuna çıktık, Lan Ha, Halong körfezinin güney kısmı, yani aynı coğrafya aslında, ama Hanoi’ye daha uzak olduğu için Hanoi turlrı Lan Ha’ya gelmiyor, dolayısıyla Halong gibi bir ortam ve daha az kalabalık oluyor. Memnun kaldık. Detaylı yazısı da yakında gelir 🙂
Teşekkürler, bir seçim yapacağım artık. 🙂
rica ederiz, iyi şanslar 🙂