Quy Nhon-Kon Tum: 215 km*

Kon Tum-Hoi An: 284 km*

Quy Nhon’da kaldığımız 2 günde yeteri kadar dinlendiğimiz için 2 gün sürecek uzuuun kilometrelere hazırdık. İlk hedefimiz Kon Tum’du. Kon Tum’a giderken ilk defa yağmura yakalandık. Yolun bir kısmını yağmurluklarla çamur olarak geçirdik. Neyse ki kısa sürdü. Geçtiğimiz yerlerin manzarası yine çok güzeldi. Dağlarda motor sürmek her zaman ayrı bir keyif zaten.

Geçtiğimiz yerlerin bir özelliği de kahve bahçelerine sahip olmasıydı. Kırmızı kahve taneciklerini göremesek de bol bol kahve ağacı gördük.

Kon Tum’a vardığımızda bir kaç otel gezdik ve Tinh Vuong’da karar kıldık. Oldukça popüler bir seçenek de Indochine Hotel’di ama fiyat farkı çoktu. Hazır güneşin batmasına daha varken biraz şehri gezmeye çıktık. İlk durağımız aşıklar köprüsü oldu. Güneş batışında sevgililer bu köprüde toplanıyorlarmış.

Köprüden sonra biraz köylerin içinde dalalım dedik. Garip garip yerlere girdik. Hatta bir ara kendimizi off road takılırken bulduk ama aslında motorumuz buna hiç de uygun değildi. 🙂

Köylerden birinden geçerken aşağıdaki fotoğraftaki kızı gördük. Garip bir hayvanla oynuyordu 🙂 Bize garip gelen bazı şeyler burada sıradan tabi.

Özellikle Vietnam’da Google Maps’in bize attığı bir kazık asfalt veya tali yol olmayan patikaları bize yol olarak göstermesi oldu. Ara ara işimize de yaradı tabi ama normal yol varken Google Maps sayesinde abuk subuk kestirme yolları çok kullandık.

Kon Tum’da gezilecek yerlerden biri de aşağıdaki komün evleri. Buradaki kabilelerin toplandığı evler buralar. İlk defa Kon Tum’da karşılaştığımız bu yapıları daha sonra bir çok köyde gördük.

Gittiğimiz diğer bir yer de ahşap katedral oldu. 1913 yılında Fransız rahipler tarandan inşa edilen bu katedral gerçekten görmeye değerdi.

Akşam yemeği için önce şehri turladık. Sonra da en kalabalık bulduğumuz lokantaya daldık. Küçük şehirlere gittiğimiz zamanlarda hep uyguladığımız taktik bu oluyor. Turistlerden ziyade yerellerin tercih ettiği yerleri bulmaya çalışıyoruz ki yemeklerin tazeliğinden ve orijinalliğinden emin olalım, bir de kazıklanmayalım.

Girdiğimiz lokantada kimse İngilizce bilmiyordu ama muhteşem bir uygulama yapmışlar. Yemeklerin resimlerini duvarlara asmışlar. Resimlerden göstererek sipariş verdik. Yine harika deniz ürünlerine komik paralar verdik. Örneğin 5 tane iri yengeçe 3 usd ödedik. Vietnam’da görebileceğiniz değişik uygulamalardan biri de yemeğin çöplerinini kullanılan peçetelerin, bira kutularının vs masanın altına atılması. Müşteriler gidince masanın altını temizliyorlar hemen.

Etresi gün Hoi An’a doğru yola çıktık. Yol üstünde Vietnam Savaşı şehitliklerinden birini gezdik. Bizdeki şehitliklere benziyordu. Dikkat çeken iki şey vardı. Birincisi 18 yaşın altında hiç şehit olmaması, diğeri de ölenlerin çoğunun adının Nguyen olmasıydı. Nguyen Vietnam’da en sık rastlanan isimlerden biri. Ho Chi Minh’in orijinal adı da Nguyen.

Hoi An’a 20-30 km kalana kadar yol çok keyifliydi. Bol bol asma köprü gördük yolda.

Yol boyunca çok güzel manzaralar geçtik. Bol bol fotoğraf molası verdik.

Köprüden köprüye gezerken, muhteşem manzaralardan geçerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık ve ilk defa gece motor kullanmak zorunda kaldık. Motor kiraladığımız her yerde en dikkat ettiğimiz şeylerden biri karanlığa kalmamak oluyor ama bu sefer mecbur kaldık. Üstelik geceye kaldığımız kısımda Highway 1 denen Vietnam’ın en yoğun yolundan geçmek zorunda kaldık. Neyse ki sağsalim otelimize ulaştık. Hoi An hayran kaldığımız bir yer oldu. Detayları ayrı bir yazıda anlatacağım.

Gülen

*not: yazılardaki kilometreleri günlük olarak yazdık. Yani iki şehir arasındaki mesafeye ek olarak varış noktamızdaki şehir içi turlarını da kapsıyor.