Yola çıktığımızdan beri sürekli sıcak hava, bol güneş ve bol nemle mücadele etmemiz gerekti, ta ki yolumuz Cameron Highlands’e düşene kadar. Burası için Malezya’nın Karadeniz’i denebilir. Bol yeşillik, çay tarlaları, bol yağmur, gündüz 20-25 derecelerde, gece 15-16 derecelerde gezinen bir hava…
Seyahatimiz sırasında diğer gezginleri de Facebook veya web siteleri üzerinden takip ediyoruz. Yoldaki Gökhan ve Gezgin Yogini Burcu ile de bu sayede Cameron Highlands’de karşılaştık. Birlikte bolca ıslandık 🙂
Cameron Highlands’e gittiğimizde biraz şaşırıyoruz. İsviçre Alpleri’ndeyiz sanki. Binalar sevimli sevimli. Minicik bir yer. Turist kaynıyor. Otobüsten iner inmez hostel ve tur şirketleri yanaşıyorlar. Her yer hostel kaynıyor. Eight Mentigi diye bir hostelde yer bulduk. 2 kişilik odaya 60RM verdik.
İlk heyecanla çay bahçelerine doğru yürüyüş yapalım dedik. Burcu ve Gökhan’la birlikte yola çıktık. Şehir merkezinden (Tanah Rata bu arada şehrin adı) 2,5 km kadar sonra Cameron Valley diye bir çay evine ve onun aşağısındaki bahçelere ulaştık.