Etiket arşivi: URUGUAY

2017 Değerlendirmesi ve 2018 Hayalleri

Hadi yılı kapatalım birlikte. 🙂 2017 enteresan bir yıl oldu bizim için. Yeni bir ülkede yeni bir hayat kurduk.. Özellikle Asya seyahatinden sonra son derece sakin, hatta bazen aşırı sakin, bir yıl geçirdik.

Uruguay güzel ülke hoş ülke ama bu kıtada seyahat etmek zor. Tamam, Buenos Aires kapı komşumuz, bu anlamda şanslıyız ama onun dışında her yer çok uzak yahu!! Üstelik ucuz uçuş bulmak da kolay değil.

Biz de buradaki Turizm Haftası tatilinde yaptığımız Şili-Arjantin gezisi haricinde genelde ülke içinde yeni yerler keşfetmeye, eskiden gezdiğimiz yerlerde de anılarımızı tazelemeye çalıştık.

Şili-Arjantin gezimiz dostlara ziyaret modundaydı geziden daha çok. Santiago’da Engin Kaban’ı görmeye gittik. Uruguay’daki yemek çeşitsizliğinden sonra Şili’de gözümüz döndü, delice yemek yedik 🙂 Oradan günübirlik bir Mendoza seyahatinin ardından Cordoba’daki dostları görmeye gittik. Bundan 7 yıl önce Couch Surfing vasıtasıyla tanışıp evlerinde kaldığımız insanlar yıllar içinde dostumuz oldular.

Uruguay’da yeni keşiflerimiz şaraba boğulduğumuz Carmelo ve kamp yaptığımız Santa Teresa Milli Parkı oldu. Santa Teresa hakkında daha sonra detaylı bir yazı gelecek.

Colonia del Sacramento, Punta del Diablo ve Cabo Polonio ise 7 yıl önce gezip bu sene tekrar uğradığımız yerler oldu.

Yıl boyunca bol bol spor yaptık bir de. Yaşadığımız şehir kışın spor yapmaya, özellikle de bisiklete çok müsait. Binlerce kilometre bisiklet sürdük. Murat işi biraz daha abartıp triatlon yapmaya başladı. Ben koşu yarışlarına katıldım. Murat hem koşu hem bisiklet yarışlarına hem de triatlonlara katıldı.

2017 koşuları

Bu kadar spor yapınca iştah da açılıyor tabi. Uruguaylılar gibi mangal yakmayı öğrendik. Burada mangal direkt odun yakarak yapılıyor. Bir kaç denememiz hüsranla sonuçlansa da sonuçta sulu sulu, tam kıvamında et pişirmeyi öğrendim. Denemelerimiz sırasında mangalı başkasına yaktırdığımız, etlerin biraz pişirip evde devam etmek zorunda kaldığımız anlar da olmadı değil :))

2017’nin benim için en özel anı ise balinaların şehrimize geldikleri dönemde onları izlemeye gitmekti. Plajda oturup kahvaltımı yaparken 100-200 metre ilerimde balinalar hoplayıp zıplıyor, su püskürtüyorlardı. Üstelik o suların sesi kıyıdan bile duyuluyor. İnanılmaz bir şey bence…

Bu arada Murat İngilizce öğretmeye devam etti. Bense makaleler yazmaya devam ettim. Çok yoğun bir seyahat sürecinden sonra hayatımda ilk defa bu kadar çok boş vaktim oldu ama çok garipsedim bu durumu açıkçası. Çalıştığım zamanlarda daha çok kitap okur, daha çok film izlerdim mesela. Seyahat ederken de çok yoğunduk ama yerleşik hayata geçip de çalışmamak beni fazlasıyla atalete sürükledi. Ben de buna bir son verip çalışma hayatına dönmeye karar verdim. Uruguay’da Noel’den karnaval bitimine kadar hayat aşırı yavaşladığı için sonrasında iş aramaya yoğunlaşacağım.

2017’de keyif aldığımız şeylerden biri de gezginleri ağırlamak oldu minik evimizde. Kimileri ile sadece bir kaç saat geçirip sohbet etme şansımız oldu, kimileri ile günlerce beraberdik. Bu kişiler kimler miydi? İki Kadın Bir Dünya‘nın Ferda’sı (ilk misafirimiz), Let’s Go Turko Ahmet, Gider Bey Tolga, Ayfer Onur Seyahatnamesi, Gürkan Genç, Uzaklaryakın Hidayet ve Özlem (hala Hidayet’in yemeklerini unutamıyoruz), Güneye İki Bilet Özden ve Emirhan, Motoyol Namık Abi… Umarım kimseyi yazmayı unutmamışımdır..

Gelelim 2018 hedeflerine… Kendi adıma hedeflerim şunlar

  • Ocak ayında ailelerimiz ziyarete gelecek, onlarla bol bol hasret gidermek :)))
  • İspanyolca’yı ileri seviyeye taşımak
  • Başkente taşınmak
  • Çalışmaya başlamak
  • Tekrar Tour de France izlemeye veya Giro’d Italia izlemeye gitmek.
  • 52 tane kitap okumak (Bu sene 54 kitap okudum)
  • Tango öğrenmek – madem anavatanındayız, neden öğrenmeyelim?
  • Kolombiya veya Meksika gezisi yapmak
  • Bu sene olması zor olsa da değişmeyen hayal: Galapagos Adası’nda dalış yapmak ve Antarktika’ya gitmek

Bir çırpıda 2017 ve 2018’e dair aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istedim. 2017’de sizi en mutlu eden şeyi ve 2018 hayallerinizi yorumlarda paylaşmak ister misiniz?

CARMELO: URUGUAY’IN ŞARAP CENNETİ

Uruguay şarapları Arjantin veya Şili şarapları kadar ünlü olmasa da oldukça kaliteli. Ünlenmemesinin sebebi olarak üreticilerin küçük aile işletmeleri olması gösteriliyor. Bir iki büyük işletmeninkiler haricinde Uruguay dışında Uruguay şarabı bulmak mümkün değil. Hatta bazı şaraplar sadece üretildiği şehirde ve Uruguay’daki restoranlarda satılıyor, marketlerde bulamıyorsunuz. Biz de bu ufak işletmelerin bazılarını yerinde ziyaret etmek üzere Carmelo’ya gittik.

uruguay countryside Konteynerda Konaklama

Konaklama için internette otel ararken La Practica diye bir yere denk geldik. Kocaman bir bahçe içindeki 3 konteyneri günlük olarak kiralıyorlar. Uruguay’da konteynerdan yapılan evlerde yaşayan çok insan var. Hatta bir arkadaşımız bir kaç ay önce konteynerda yaşamaya başladı. Ziyarete gittiğimizde evin içinin inanılmaz kullanışlı olduğunu gördük.. Neyse, o zamandan beri konteyner konusu sık sık açılıyordu. Kiralayacak bir yer bulunca da hemen rezervasyon yaptırdık.konteyner ev

Şansımıza orada kaldığımız sürece sadece biz vardık, kocaman bahçe bize kaldı. Mekanın sahipleri ile sohbet ettik, köpeklerini sevdik, bahçelerinden taze soğan, sarımsak çaldık, mangal yaktık, bolca şarap içip yıldızların, sessizliğin tadını çıkardık.

CARMELO: URUGUAY’IN ŞARAP CENNETİ yazısına devam et

BASİT BİR HAYATIN ZEVKİNE VARMAK ÜZERİNE

Üniversitede son senede “Music Appreciation” diye bir seçmeli ders almıştım. İlk önce “Müziği takdir etmek” diye “chicken translate” yapıp “Ne alaka???” dediğim ders, 3 saat aralıksız bir şekilde romantik dönemden modern döneme kadar farklı klasik müzik bestecilerinin eserlerini dinleyip onları hissetmeyi, zevkine, değerine varmayı amaçlayan bir ders çıkmıştı. Bitirme ödevi ile boğuştuğumuz bir dönemde ilaç gibi gelmişti. Dersin sınavı da herkesin kendi zevkine göre gittiği opera, klasik müzik konseri, bale gibi bir gösterinin neler hissettirdiğini anlattığımız makaleler üzerinden yapılmıştı.

İşte o dönemden sonra unuttuğum, günlük hayatımda kullanmadığım “appreciate” sözünün “zevkine, değerine varmak” anlamının farkına yıllar sonra Asya’da seyahat ederken vardım tekrar. Bir gün güneş batarken, başka bir gün motorla orman içinde yol alırken yaşadığım anı “appreciate” ettim.

hayatın zevkine varmak

Şimdilerde Uruguay’da sakin bir hayat yaşıyoruz. O kadar sakin bir hayat ki “O kadar dünyanın bin bir yerini gezmişsiniz, Uruguay’da bi b*k yok, ne işiniz var Uruguay’da???” diyenler oldu. Haklılar da.. Burada kimilerine göre hiç bir şey yok, kimilerine göre de dopdolu bir hayat var. Üstelik başkentte de değiliz. Maldonado adlı minnak bir şehrindeyiz. 10 dk’da tüm Güney Amerika’ın en janjanlı tatil kentine ulaşıyoruz ama kış geldi. Tatilci kalmadı. Hayat bisiklet, yürüyüş/koşu, iş, güzel yemek ekseninde geçiyor. Bir de okyanus gerçeği var.

2010 yılında Güney Amerika turu yaptıktan sonra Türkiye’ye dönüp de “normal” hayatımıza dönünce aklımdaki tek şey bir gün Arjantin’in Puerto Madryn şehrinde yaşamaktı. Minnacık bir yer olan Puerto Madryn’in özelliği okyanus kenarında olması, gökyüzünün berraklığı, kışın sahiline “BALİNALARIN” gelmesi ve sakinliğiydi. 7 yıl boyunca “Bir gün Puerto Madryn’de yaşayalım.” dedik.

Maldonado’dan haberdar değildik o zamanlar. Uruguay’ı gezerken burayı “concon turist mekanında ne işimiz var yeaaa” diyerek es geçmiştik. Uruguay’a taşındığımızda önümüzde iki seçenek vardı. Başkent Montevideo ya da minnak, okyanus kenarındaki Maldonado. Günlerce, haftalarca düşündük ne yapsak, diye. En son balinalı bir video izleyince Maldonado’ya karar verdik çünkü kışın plaja balinaların geldiğini öğrendik ve taşındık. Şimdilerde Puerto Madryn’den beklediğim her şeye sahibim, üstüne bir de başkentten 1300 km değil, 110 km uzaktayız. 🙂

İlk paragrafla bağlamak gerekirse, hayatımız gerçekten yukarıda da yazdığım gibi bisiklet, yürüyüş/koşu, iş, güzel yemek ekseninde bir de 3-5 arkadaşımızla buluşarak geçiyor ama yaşadığımız anı “appreciate” etmeyi öğrendik, mutluyuz. İşin güzel yanı, buradaki insanlar da hayatlarını bu şekilde yaşıyor. Çok paraları yok, janjanlı hayatları yok ama örneğin güneş batışı saatinde hava soğuk da olsa illa ki plajda birileri oluyor, hep birlikte güneşin batışını izliyoruz. Her gün güneşin batışını fotoğraflayan birileri oluyor, kimse o anda telefonuyla oynamıyor, varsa yoksa güneşin batışının zevkine varmak insanların derdi. Güneş batınca da ufak tefek alkış sesleri duyuluyor. Bugün dünden daha mı güzel battı güneş sanki?

Gülen

URUGUAY’DA BASKETBOL MAÇI İZLEMENİN KEYFİNİ YAŞADIK

Bilenleriniz vardır. Asya gezimizi tamamladık, Türkiye’de hasret giderme temalı molamızı verdik ve bir süredir Uruguay’dayız. Burada gittiğimiz bir basketbol maçı hakkındaki yazımız Trend Basket‘te yayınlandı. Yazının tamamını aşağıda da okuyabilirsiniz:

Bunu da yapmadık demeyiz, Uruguay’da basketbol maçı izlemenin keyfini yaşadık!

Uruguay’da basketbolun varlığını Esteban Batista ile öğrendik. ”Futbol ülkesi olan Uruguay’dan basketbolcu da çıkıyormuş” dedik sayesinde.

URUGUAY’DA BASKETBOL MAÇI İZLEMENİN KEYFİNİ YAŞADIK yazısına devam et