Bilenleriniz vardır. Asya gezimizi tamamladık, Türkiye’de hasret giderme temalı molamızı verdik ve bir süredir Uruguay’dayız. Burada gittiğimiz bir basketbol maçı hakkındaki yazımız Trend Basket‘te yayınlandı. Yazının tamamını aşağıda da okuyabilirsiniz:
Bunu da yapmadık demeyiz, Uruguay’da basketbol maçı izlemenin keyfini yaşadık!
Uruguay’da basketbolun varlığını Esteban Batista ile öğrendik. ”Futbol ülkesi olan Uruguay’dan basketbolcu da çıkıyormuş” dedik sayesinde.
Seyahat ettiğimiz ülkelerdeki basketbol veya futbol maçlarını izlemekten çok keyif alan insanlar olduğumuz için Montevideo’da bir maça gitmemiz kaçınılmazdı. Üstelik playoff zamanıydı. Ligdeki tüm takımları Grupo Promocional bir ve iki diye ayırmışlar, grup içinde playoff oynanıyor. Takımları tanımıyoruz ama birinci gruptaki en yüksek puanlı takımın maçına gidelim dedik ve Aguada’nın maçını seçtik. Hebraica y Maccabi ile oynayacaklardı.
Maç Aguada’nın kendi salonunda, kendi mahallesindeydi. Otobüsten inmemizle birlikte etrafımızdaki yeşilkırmızı renklerin fazlalığı dikkatimizi çekti. Yeşil kırmızı formalılar, bayraklar, duvar resimleri… Yoksa Karşıyaka’ya mı gelmiştik?
Bilet fiyatları Türkiye’ye göre biraz yüksek. Ufak ve bakımsız bir salondaki numarasız yerler için kişi başı 30 TL ödedik.
Numarasız kısım oldukça kalabalıktı. Koltuklar dolmuş, merdivenler de dolmaya başlamıştı. Seyircilerde ilk dikkatimizi çeken kadın ve çocukların çokluğu oldu. Bir de maç başlamadan önce tezahürata başlayıp maç boyunca susmayan bir kitlenin varlığı… Takım sayı kaydettikçe salonda bir gol sevinci yaşanıyordu adeta. İzlemeye gelenler basketbol biliyor, hakeme gerekli yerlerde müdahale etmeye çalışıyordu ama ”Bu hakemlerle lig bitmez dostum!!’’ ? Hakemler berbat bir performans sergilediler. İşin ilginci, oyuncular da berbat bir performans sergilediler. Hebraica y Macabi’de oynayan 10 numaralı Leandro Garcia Morales hariç. Adamın neredeyse her attığı sayı oldu.. Morales hakkında dikkat çeken bir şey de Aguada’nın seyircilerinde bile Morales forması olmasıydı. 2012-2013 sezonunda Aguada’da oynarken herkes formasından edinmiş belli ki.
Koçların da basketbol açısından korkunç bir maç olduğunun farkına varmasından sonra 4. çeyrekte bir bir gençleri saha sürmeye başladılar. Son dakikaları gençlerden oluşan iki takım oynadı. Bol bol alkış sesi duyuldu ? Ev sahibi Aguada 78-102 maçı kaybetti ama alkışlarla salondan uğurlandı. Tam bir ‘şampiyon olasın diye sevmedik’ durumu hakimdi..
Bir ayrıntı da her mola alındığında sahanın çocuklarla dolması oldu. Tamam, Karşıyaka maçlarında da çeyrek aralarında ya da devre arasında çocukların sahaya girdiğini görüyorduk ama molalarda girmeleri gerçekten enteresandı.
Sonuç olarak, Uruguay’da izlediğimiz ilk basketbol maçı spor açısından hayal kırıklığı, seyirci ortamı açısından tam bir keyif oldu.
Bol bol kadın ve çocuğun da olduğu seyirci kitlesi, hiç susmayan bir grup taraftar, pozisyonları anlayan seyirciler, sahaya giren basketbol sever minicik çocuklar, VIP’te otururken bile gerektiğinde hakeme müdahale etmekten çekinmeyen taraftarlar ve tabi ki yeşil-kırmızı renkleriyle 12.000 km uzaktaki Karşıyaka’yı hatırlattılar bize bol bol…
Montevideo, Uruguay