SALTA / ARJANTİN

Salta ’yı birkaç kelime ile özetlemek mümkün: şahane yemekler, kaktüsler, değişik ağaçlar, kaktüsler, fantastik doğal oluşumlar, kaktüsler, Engin ve kaktüsler… Aslında kısaca KAKTÜSLER…

CIMG4174

Buenos Aires’ten alıştığımız üzere yine uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu sefer kaktüslü (kaktüs resimli 🙂 ) otobüslerdeyiz. Ne de olsa her yer kaktüslerle dolu olacak. Güney Amerika’da geçen 3 aylık sürede birbirimizden başka tanıdık kimseyle karşılaşmamış, konsolosluk dışında neredeyse kimseyle Türkçe konuşmamıştık. Şimdi Salta ’da Engin Kaban’la buluşacaktık, bizi bekliyordu. Salta’ya gittiğimizde yine kış olmasına rağmen oldukça güneşli bir havayla karşılaştık.

Salta ’da ilk iş olarak Arjantin’in maçını daha doğrusu Almanya tarafından Dünya Kupası’ndan elenmesini izliyoruz. Gittiğimiz barda içtiğimiz bira da Salta…

Salta ’da özellikle kuzey Arjantin’e özgü yemekleri tatma fırsatı buluyoruz. Ağırlıklı olarak mısırla ve etle yapılmış yemekler. Hepsi yine birbirinden lezzetli. Tabi yeni yemekler denerken empanadaları ve fantastik dondurmaları ihmal etmiyoruz.

salta yemekleri

Hazır üçümüz bir araya gelmişken Couch Surfing’de kalmak yerine HRS sitesinin Salta Otelleri için verdiği farklı seçeneklerden seçtiğimiz otelimize rezervasyon yapıyoruz. Marketten kocaman alışverişler yapıp otelde çılgınca yemekler yapıyoruz. Biftekler, kısırlar, patlıcan salataları, közlenmiş soğanlar ve tabi bolca şarap. Oteldekiler bize deli gözüyle bakıyorlar… Ziyafet sofraları kuruyoruz. Kısırı bol tutuyoruz ki oradaki gençler de tatsın…

Akşam için aktivitelerimizden biri de tabi ki kumarhaneler. Rulet sırasında söylenen “No mas, nada mas” sözleri, aradan geçen onca zamana rağmen hala dilimizde…

Salta ’daki en büyük atraksiyon etraftaki doğal oluşumlar. Zaten Arjantin’de nereye gidersek ayrı bir doğa harikası ile karşılaşıyoruz. Bu yerlerden çoğu uzakta olduğu için araba kiralıyoruz. Hoparlörlerde Yeni Türkü eşliğiyle Arjantin’in bomboş yollarında gitmek inanılmaz keyifli oluyor.

CIMG4197 (2)

Önce Dique Cabra Coral’a gidiyoruz. Burası bir baraj. Bungee jumping yapılıyor. O kadar çakma bir bungee jumping ki Murat ve benim gözümüz korkuyor, Engin gidiyor ve atlıyor. Hala yaşıyor olması büyük mucize 🙂 Cafayate’de Quebra’da de las Conchas adında bir vadiye gidiyoruz. Burada değişik kaya formasyonları var. Tavşan, kurbağa gibi şekillerde kayalar oluşmuş. Vadinin etrafındaki yamaçlar ise rengarenk aynı kayalıkta toprağın değişik renklerini görmek mümkün, gökkuşağı gibi olmuş. Yapılardan birinin adı da Garganta del Diablo. Tarif etmektense fotoğrafını koymak daha mantıklı. Bundan önce Iguazu şelalelerinde de başka bir Garganta del Diablo ile karşılaşmıştık.

humahuaca

Buradan Humahuaca’ya devam ediyoruz. Jujuy’a bağlı bir kasaba hatta köy hatta mahalle bile denebilir. Arkasındaki rengarenk tepeler için onlarca turist buraya geliyor. Benim içinse humahuaca mide bozulması anlamına geliyor. Zaten Güney Amerika’da sayısız kere midem bozuluyor. Genellikle evlerde ısıtma olmadığı için üşütüyorum. Bu seferki üşütmekten değil, muhtemelen yüksek rakımdan oluyor. En son yeşil kusunca Humahuaca’daki sağlık ocağına gidip “mi stomago no funcionar” şeklinde müthiş bir İspanyolca ile yine derdimi anlatıp ilaç alıyorum. Suya 30 damla damlatılıp içilen bir ilaç var. Bu her seferinde beni kurtarıyor. Döndükten sonra Türkiye’de de muadilini aradım ama ne yazık ki bulamadım.

CIMG4034

Hazır sağlık konuları açılmışken Salta ’daki aşı maceramızı da anlatmam gerekiyor. Murat’ın 3. Doz Hepatit B aşısı ile benim 5. Doz tetanoz aşım Salta ’ya denk geliyor. Burada aşıyı eczaneden alıp “iğneci”de yaptırmanız gerekiyor. İğneci tam olarak latin filmlerinden çıkmış bir yer. Metal bir masa, mini bir paravan ve daire daire gözlükleri olan yaşlı bir amca. Korka korka da olsa aşıları yaptırıyoruz, neyse iğnecimiz korkutuğumuz gibi çıkmıyor, aşıları doğru yere doğru şekilde yapıyor 🙂

CIMG4105

Gezimize geri dönersek, son olarak Arjantin’e adım attığımızdan beri içtiğimiz biraya adını veren Quilmes Harabeleri’ne gidiyoruz. Burası da kaktüsler tarafından işgal edilmiş eski bir kent. Şu an yaşayan kimse yok, tamamen kaktüslere terk edilmiş durumda.  Eskiden burada Quilmes kabilesi yaşarmış. Gece geç vakitte varıyoruz, karanlıkta kaktüslere sevgimizi gösterip otelimize geri dönüyoruz.

quilmes

Salta macelarımızı bu şekilde sonlandırıyoruz. Salta bizim için bir dönüm noktası oluyor. Buradan sonra gezi bizim için iyice kopuyor çünkü artık Bolivya, Peru ve Amazonlara doğru yol almaya başlıyoruz…

CIMG4163

YORUMUNUZU BİZLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?