Chiang Mai’deki 6 günlük hostel konaklamamızın ardından CS’ten Jared ve Kate’in evine geçiyoruz ve çok büyük bir sürprizle karşılaşıyoruz. Evde Türk bayrağı mı dersiniz, kahve fincanları mı yoksa nazar boncukları mı? Türkiye’den bir çok şey var. Meğer daha önce 2 kere Türkiye’de bisiklet turu yapmışlar ve aşık olmuşlar. Biri Yeni Zelandalı, diğeri Amerikalı. Chiang Mai’den sonra yerleşeceğimiz yer kesinlikle Türkiye diyorlar. Bunun hayaliyle yaşıyorlar. Türkiye’de yaptıkları turun onlar için bir önemi daha var. Nişanlarını tur sırasında Bergama’da yapıyorlar. Seyahat ederken tanıştığımız insanlar her seferinde dünyanın ne kadar küçük olduğunu kanıtlıyor. Zaten az daha konuşsak ortak tanıdıklar da çıkardı kesin.
Ev sahiplerimiz bisikletçi olunca, e biz de bisiklet sever insanlar olunca tur bisikletlerini bir günlüğüne bize veriyorlar ve etrafta turluyoruz. Bol bol pirinç tarlalalarından ve köylerden geçiyoruz. İki tekerin keyfi hiç bir şeyde yok.
Aşağıdaki fotoğraftaki ağaç Güneydoğu Asya’daki bitkiler arasında favorim. Saçları deli deli dağılmış bir insan gibi…
Chiang Mai ile ilgili yazacağım son iki şey var. Sonra başka şehirlerin yazılarına geçmek istiyorum 🙂
Burada eski mahkumların çalıştığı ex-prisoner masaj merkezi diye geçen yerler var. Mahkumiyetlerinin sonlarına gelmiş kadınlara hapisten çıktıktan sonra para kazanabilmelerini sağlamak amacıyla masaj kursu veriliyor. Bu “ex-prisoners massage center” diye geçen yerlerde de uygulamasını yapıyorlar. Böylece hapisten çıktıktan sonra para kazanıp normal bir hayata adapte olmaları kolaylaşıyor.. Tayland’daki iyi uygulamalardan biri daha..
Thai masajı nasıl bir şey derseniz aşağıdaki gibi bir şey 🙂 Sizi eğip büküp üstünüzde yürüyorlar falan. Tayland’da adım başı masaj yaptıracak yer bulmak mümkün. Kadınlar sabahtan akşama kadar masaj yapıyorlar. Aşağıdaki fotoğraf sokakta ayak üstü uğradığımız bir yerden.
Chiang Mai’nin özel yanlarından biri de Budist rahiplerle yani Monklarla oturup sohbet edebiliyor olmanız. Bu uygulama “Monk Chat” olarak geçiyor. Bir kaç tane tapınakta bunu yapmak mümkün. Bu sayede Monklar İngilizcelerini geliştiyorlar, siz de Budizmle ilgili öğrenmek istediklerinizi soruyorsunuz.
Nasıl Monk olunur, üzerinizdekilerin rengi neyi ifade ediyor, cep telefonu kullanmanıza izin var mı gibi sorularımızı cevaplamanın ötesinde Budizmle ilgili olarak verdiği iki tane net mesaj vardı. Aslında sadece Budizm’i değil, günlük hayatımızı ilgilendiren şeyler.
- İyilik yapın, kötülük yapmayın. Bu şekilde iyi şeyler sizi de bulur.
- Zihninizi berraklaştırın, pozitif düşünün, negatif düşünmeyin.
Bu adresteki videodan sohbet ettiğimiz Monk’un sizlere mesajını izleyebilirsiniz…
Sonunda Chiang Mai yazılarını bitiriyorum. Şimdi yeni şehirler, yeni ülkelere yer verme zamanı.
Gülen
Ağacın ismi travelers palm diye geçer:) kan çekiyor herhalde.
O ağacın adı traveller tree olarak geçiyor.. Tam bulmuşsunuz?
Gezgin gezgin ağacını yolda bulurmuş 😛