Bohol Adası Filipinler’in en eğlenceli yeri. Hem gezecek çok yer, görecek çok şey hem de plajlar var.

Bohol’e direkt uçmuyorsanız en kolay ulaşım Cebu’dan sağlanıyor. Bohol’de ulaşmak isteyeceğiniz şehir Tagbilaran olacak. Cebu – Tagbilaran arasında ulaşım sağlayan feribotları kullanabilirsiniz. Feribot çizelgesine buradan ulaşabilirsiniz. Daha ucuz bir yöntem arıyorsanız da Cebu’dan Tubigon’a geçip oradan da otobüs veya minivanle Tagbilaran’a gidebilirsiniz. Biz ikinci seçeneği kullandık. Minivan’de biraz sıkış tepiş oturduk ama Bohol adasının kuzeyini görmüş olduk yolculuk sırasında.

Tagbilaran’da hemen motor kiralayıp Tarsier’leri görmeye gittik. Yaklaşık 10cm büyüklüğündeki bu primatlar pek komik. Sadece geceleri aktifler, gündüz bir dala sarılıp öylece kalıyorlar. Bu yüzden park görevlileri her Sabah ormanlık alanda dolaşıp tarsierlerin yerini tespit ediyor, işaretleme yapıyor bu şekilde de ziyaretçiler doğru rotada gezdiriliyor.

Tarsierler aslında baya yırtıcılar, %100 etçil olan tek primat. Boyuna bakmadan 1 hektarlık bir alana sahip olduklarını sanıyor, o alanı canları pahasına koruyorlar. Gözleri beyinlerinden ağır!! Ayrıca gözleri çok büyük olduğu için hareket edemiyor, bunu da başlarını 360 derece çevirerek çözmüşler. Komik hayvanlar kısaca. Son olarak Star Wars’taki Yoda karakterinde tarsierlerden ilham alındığını da söyleyeyim.

Tarsierlerden sonra meşhur Çikolata Tepeleri’ne gittik. 1260 taneden fazla çikolata renkli tepe ufak bir alana yerleşmiş. Gerçekten bunlar da en az tarsierler kadar komikti. Tepeler UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyorlar. Kuru sezonda tepelerin üzerindeki otlar tamamen kuruyor ve tepe kahverengi bir hal alıyor, o haliyle de çikolataya benziyor diye bu ismi almış.

Tepelerle ilgili bir kaç efsane var. Hepsi de devlerle ilgili. Birinde tepelerin iki devin kavga sırasında birbirine fırlattığı ıvır zıvırlardan oluştuğu, diğerinde bir devin bütün şehri yediği sonrasında devden kurtulmak için halkın ona zehirli bir şeyler yedirdiği ve sonra devin kustuğu, tepelerin de kusmuklardan oluştuğu anlatılıyor. En güzel hikaye ise sevdiğini kaybettiği için ağlayan bir devin gözyaşlarının tepelere dönüşmesini anlatıyor.

Motor turumuza devam ederken arada horoz dövüşü yapılan alanlar gördük. Asya’da horoz dövüşü son derece popüler.

Çok güzel manzaralar gördük, harika pirinç tarlalarından geçtik. Bu tarlalardan birinde mola verdiğimizde yerlilerden birisi yanımıza geldi. Burayı satın almayı mı düşünüyorsunuz, diye sordu. Niyetli olsak satacaktı herhalde 🙂

Sonrasında Loboc Nehri’ne gittik. Nehirde teknelerle yemekli tur yapmak oldukça popüler bir aktivite. Biz tur almadık, nehir kenarında motorla tur yaptık. Bir yerlerden delice tavuk kokusu duyunca kokuyu takip edip yemeğe oturduk. Seyahatimizin başından beri ilk defa çatal kaşık olmadan elle pilav yemek zorunda kaldık 🙂

Bohol Adası’nda bol bol da kilise gördük.

Geçtiğimiz köylerden birinde park etmiş onlarca motor gördük. Nedir diye kafamızı uzattık ve tabi ki basketbol maçı çıktı.

Yolun sonuna geldiğimizde çok acıkmıştık ve bir burgercide durduk. Enteresan bir yer çıktı. İçeride irice bir havuz vardı ve bir sürü Filipino yanlarına ızgara almışlar, havuzda piknik modunda takılıyorlardı.

Ertesi gün Bohol’e köprü ile bağlı Panglao Adası’na geçtik. Ashiya-na Resort’ta kaldık ve ilk defa hızlı ve kesilmeyen bir internet bulduk Filipinler’de 🙂 Kaldığımız yer Alona Beach’teydi. Alona adanın en popüler plajı. Denizi pek güzel değil ama restoranlar, cafeler falan eğlenceliydi. Panglao’ya giderseniz Bee Farm’da yemek yemenizi öneririm. Çiçeklerle dolu bir salata yedim orada. Muhteşemdi.

Bembeyaz kum ve turkuaz deniz için Dumaluan Beach’e gittik. Giriş parası ödeyerek plajdan faydalanabiliyorsunuz. Biz Dumaluan Beach’ten giriş yapıp Bohol Beach Club’ın önünde denize girdik. Çok çok çok güzeldi. Etraf deniz yıldızı kaynıyordu.

Bohol Beach Club tarafına gitmek için de taksi veya tuktuklar kullanılabilir. Biz yine motor kiralayıp adanın diğer yerlerini de gezdik. Adanın tamamını dolaştık. Köylerde yolun tam üzerine basketbol potası koymuşlar, maç yapıyorlardı. Yoldan geçen araç olunca oyuna ara verip sonra tekrar başlıyorlar.

Panglao ve Bohol’ü çok sevdik biz. Huzurlu, eğlenceli, denizi güzel…. Kaçırılmaması gereken yerlerden.

Gülen