4000 Adalar, Laos dilindeki ismiyle Si Phan Don sakinliğin, yavaşlığın Laos’ta tavan yaptığı yer. Bizim de ülkedeki son durağımız. 4000 minik ada var deniyor ama konaklamanın olduğu 3 tane ada var sadece. Kalan adaların bir kısmı ancak tek ayak üstünde durursanız sığabileceğiniz kadar küçük. 🙂 Aşağıdaki resimdeki çalı parçası olarak görünen şeyler birer ada…
Konaklamanın olduğu üç adanın isimleri Don Dhet, Don Khone, Don Khong. Üç adanın da karakteri farklı. Don Dhet daha genç ve partici backpackerlara hitap ederken Don Khone flashpacker dediğimiz biraz daha iyi yerde konaklamayı, daha sakin ortamları seçen gruba hitap ediyor. Don Khong ise bu adaların en az tercih edileni. Genellikle daha yaşlı kesim buraya gidiyormuş.
Biz Don Khone’da kalmaya karar verdik. Pakse’de hatta Laos’ta her yerde herkes otobüs bileti satıyor. Biz biletimizi kaldığımız otelden aldık. Biletler minivan+tekne şeklinde kombine satılıyor. Pakse-Nakasong arasını minivanle gidiyorsunuz, sonrasında herkes gideceği adaya göre teknelere dağılıyor. Sırf gidiş yolu bile 4000 adaları sevmek için geçerli bir sebep…
Adaya varınca kapı kapı dolaşıp konaklayacak yer aradık ve tam istediğimiz gibi nehir kenarında, hamaklı, mis gibi bir bungalov bulduk. Cibinlik kısmı önemli. Kalacak yer bakarken cibinliğinin olup olmadığını kontrol etmek lazım. Yerleştikten sonra hemen bir Beerlao içtik tabi balkonumuzda.
Sonrası genellikle hamakta sallanarak ve yürüyüş yaparak geçti. Yorucu Laos seyahatini sakin ve huzurlu bir şekilde bitirmek gerçekten çok iyi geldi.
Bir gün de bisiklet kiraladık. Etrafta görecek şelaleler ve plajlar var. Oralara gittik. Sadece adadaki gerçek hayatı görmek için bile bisiklet kiralamak güzel bir seçenek. Adadaki tüm bisikletler, hatta neredeyse Laos’taki tüm bisikletler aynı.
Ada genelde düzlük olduğu için vitessiz bisiklet sorun çıkartmıyor. Çalılara, ağaçlara, köprülere dikkat etmek yeterli 🙂
Adadaki evlerden birinin verandası.. Sırf keyif..
Başka bir evin bahçesinde oynayan çocuklar. En büyük oyuncakları parmak arası terlik. Dünyanın farklı köşelerinde çocukların sahip oldukları imkanlar ne kadar farklı….
Adanın güney ucu Kamboçya topraklarına bakıyor. Burada tekne kiralayıp pembe yunus arayışına girmek mümkün.
Adada iki tane şelale var. Bunlardan biri ücretli. 20.000kip istiyorlar, diğeri ücretsiz. Hatta bir çok yerde Don Khone adasına geçenlerden 20.000kip istendiğini okuyabilirsiniz. Bu şelale ücreti aslında. O yüzden şelaleye gitmiyorsanız ödemek zorunda değilsiniz. Biz ücretsiz olan şelaleye gittik. Şelale üstüne bir sürü asma köprü yapmışlar. Hepsinin de şekli farklı. Köprülerde dolaşmak çok eğlenceli. Bir de şelale üstüne kurulmuş dev dalyanlar oldukça etkileyiciydi.
Adada iki tane de plaj var. Bunlardan birine gittik. Bembeyaz kum var yahu… İsteyen nehirde yüzebiliyor da. Tekne turu da yapılabiliyor. Yok ben aksiyona girmek istemem diyen için ise bir şeyler yiyip içebilecek ufak yerler var.
Aşağıdaki resimdeki amca aslında tekne sahibi. Tekne turu satacak aslında ama yerinden kalkmaya o kadar üşeniyordu ki neredeyse tur alana boşver diyecekti. 🙂 Hayat işte bu kadar yavaş adalarda.
Adada bir tane de tapınak var. Tam nehir kenarında.
Ada çocuk kaynıyor, okul çıkış saatinde tam bir cümbüş yaşanıyor sokaklarda. Parmak kadar çocuklar kendilerinin iki katı büyüklükteki bisikletlerine atlayıp evlerine gidiyorlar.
Aşağıdaki fotoğraflar da bir ilkokuldan, 4000 adalar…
Don Khone adasını o kadar çok sevdik ki Don Dhet’e geçmedik bile. Murat bir sabah koşuya gitti sadece. Onun dışında, balkonumuzdan gördüğümüz kadarıyla yetindik 🙂
4000 Adalar’dan Tayland’a geçiş için yine kombine bir bilet aldık. Don Khone-Nakasong teknesi, Nakasong-Pakse otobüsü, Pakse-Udon Thani otobüsü şeklinde üç araca bindik. Bunların hepsi için bir voucher veriyorlar. Her noktada bu voucher’ı gişeye verip yeni aracın biletine çeviriyorsunuz. Sistem çok manuel ama harika işliyor. Tek sorun şu ki 45 kişilik otobüse 60 kişilik bilet satıyorlar ve hızlı davranan koltuğa oturabiliyor. Onun dışında koridora oturmak veya ayakta durmak zorunda kalabiliyorsunuz.
Mücadele ile dolu, oldukça yorucu bir yolculuğu atlatıp tekrar Tayland’a varıyoruz. Asya’daki vatanımız gibi oldu Tayland. Oh be eve geldik hissi veriyor resmen.
Gülen
Süpersiniz, paylaşımlar için teşekkürler yazınızı yorulmadan zevkle keyif alarak okudum, güzel bir anlatım dili, keşke Tayland’ta iken karşılaşabilseydik, güzel geziler dilerim, selamlar.
Biz teşekkür ederiz 🙂