INLE LAKE / MYANMAR

Inle Gölü’ne (Inle Lake) çok keyifli bir tren yolculuğuyla vardıktan sonra trende tanıştığımız iki kişi ile birlikte taksi arayışına giriyoruz. Sıkı bir pazarlık yapmak gerekiyor şehre varış için. Yorgunluğumuzu atmak üzere bir restorana gidip sokağı izlemeye başlıyoruz. Myanmar’da sadece sokağı izleyerek bile çok eğlenebilirsiniz. Sokaktan geçen inekler, bolca bisikletli, delice yüklenmiş arabalar, bisikletler, motorlar vs…

IMG_1512 (Medium)IMG_1513 (Medium)IMG_1518 (Medium)

Ertesi gün bisiklet kiralayıp gölü keşfe çıkıyoruz. Bisiklet kiralamak dert değil, neredeyse her dükkanda bisiklet bulabilirsiniz. Öyle kimlik bırakın, depozito bırakın durumu falan da yok. Bisikletin kirasını ödeyip alıp çıkıyorsunuz.

IMG_1550 (Medium)

Daha şehirden çıkarken enteresan bir şeyle karşılaşıyoruz. Bir grup adam bir kanala girmiş oradaki otları topluyor ama ne çalışma… Kilolarca ot çıkartıyorlar sudan.

IMG_2005 (Medium)

Su önemli. Kimi balık tutuyor, kimi su bastığı pirinç tarlası ile uğraşıyor….

DSCN8055 (Medium)IMG_2006 (Medium)

Gölün içinde ciddi bir yerleşim var. Kazıkların üzerine inşa ettikleri evler çok renkli.

IMG_2073 (Medium)IMG_2075 (Medium)

Gölün yarısına kadar geldikten sonra bisikletlerimizle birlikte bir kayığa atlayıp karşı kıyıya geçiyoruz.

IMG_2074 (Medium)IMG_1542 (Medium)IMG_2077 (Medium)

Inle Gölü’nü ünlü yapan şeylerden biri de balıkçıları. Tek ayak üstünde, bale yapar gibi hem kayıklarını yönlendiriyorlar hem balık tutuyorlar.

inle lake

İndiğimiz noktada upuzun bir köprü bizi bekliyor bisikletle geçmemiz için. Deli gibi stres oluyorum. Halbuki dümdüz sürüp gideceğim değil mi? Yok, yalpalayıp duruyorum. Kaygıların insanı yönlendirmesi ne garip bir durum. 🙂

IMG_2079 (Medium)

Gölün karşı tarafında bol bol restoran var. Su almak için durduğumuz bir bakkaldan yerel bir restoran önerisi alıp gidiyoruz. Yine yemeğimiz bir ziyafete dönüşüyor. Myanmar’da yemeyi en sevdiğimiz şeyler çay yaprağı salatası ve domates salatası. Domates salatası için bazen yeşil bazen kırmızı domates kullanıyorlar. Hemen hemen her yemekte ise yer fıstığı kullanılıyor.

IMG_1541 (Medium)

Myanmar çok verimli topraklara sahip ama tarım hala geleneksel yolla, büyükbaş hayvanlar kullanılarak yapılıyor.

DSCN8107 (Medium)DSCN8108 (Medium)

Hal böyle olunca yolda bol bol sığır arabası görebiliyorsunuz.

IMG_1539 (Medium)

Turun en keyifli noktalarından biri de Red Mountain Winery’de güneşi batırmak oluyor. Güneydoğu Asya’da bir şarap kültürü yok. Marketlerde de genelde ithal şaraplar satıldığı için çok pahalı. Red Mountain’da şarap tadımı yapma imkanımız bile oluyor. Çok özelmişiz. Şarapları iyi mi? Ne yazık ki hayır 🙂 Ama atmosfer ve keyifli güneş batımı için kaçırılmaması gereken yerlerden.

DSCN8117 (Medium)IMG_2081 (Medium)IMG_2080 (Medium)IMG_1536 (Medium)

Inle’de mutlaka uğrayın dediğim iki yer daha var. Birincisi adını bilmediğimiz ama mutlaka göreceğiniz şehrin içinde ana kavşaktaki çay evi. Çayla birlikte masaya bir dolu hamur işi yiyecek geliyor. Hepsi çok lezzetli. Aklınızda olsun, siz sormadan masanıza gelse de ikram değil, parasını ödüyorsunuz. 🙂

IMG_1725 (Medium)

İkincisi de kukla tiyatrosu. Geleneksel kukla tiyatrosunu yaşatan çok az kişi kalmış. Yarım saat  süren ve eskiden kullanılan kukla türlerini sergiledikleri bir şov yapıyorlar.

01 (Medium)

Inle’den sonraki durağımız Mandalay. Gece otobüsü ile gidelim diyoruz. Bizi otelimizden alıp aşağıdaki otobüs terminaline bırakıyorlar 🙂               IMG_1733 (Medium)

Uzuuuuun bi süre otobüs bekledikten sonra yola çıkıyoruz. Otobüs Tayland’dakilerden bile soğuk. İçerisi 15 C. Aklımızda Inle anılarımızla dona dona ilerliyoruz…..

Gülen

YORUMUNUZU BİZLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?