Kategori arşivi: KOŞU & BİSİKLET

URLA – SEFERİHİSAR BİSİKLET TURU

Haftasonları hava şartları elverdiği sürece uzun uzun bisiklet turları yapmaya çalışıyoruz. Bu aralar da havalar fırtınalı, soğuk gidiyor ama bu hafta Pazar gününün sıcaklık 10 derecelerde olsa da güneşli ve nispeten hafif rüzgarlı olacağını gördük ve hemen Seferihisar tarafına tur planları yapmaya başladık.

Arada bisikletlerimizi alıp direkt evden çıkıp turluyoruz, arada da arabanın arka koltuğuna bisikletleri atıp biraz daha uzaklara gidip tura başlıyoruz. Bu şekilde biraz daha pastoral ve trafiksiz yerlere ulaşabiliyoruz.

Geçen yazdan kalma bir fotoğraf… Arka koltukta keyif süren bisikletlerimizle birlikte yoldayız…

ÇANAKKALE – GÖKÇEADA BİSİKLET TURU

İstanbul’dayken tatilden 1 ay önce tüm planları ve rezervasyonları yapmış olurdum. Nerede ne tadılacak hepsini çalışırdım. İzmir’e taşındığımızdan beri tatillerde bir miskinlik hakim olmaya başladı bizde. Son bir kaç bayram tatilinde son güne kadar ne yapacağımıza karar veremedik bir türlü. Bir yandan da tabi konaklayacak yer bulamazsak çadırımızda kalabileceğimiz için de rahat davrandık. Gökçeada mı, Bozcaada mı, İzmir mi bilemedik bir süre.

Bu bayramda da aynısı oldu…

Önce Cumartesi günü Urla civarında 40 km.lik bir bisiklet turu yaptık.

Pazar günü Tour de France’ın finalini izledik. Hatta öncesinde de ilk defa yapılan kadınlar yarışı Le Course’u izledik. Tabi ki de Marianne Vos kazandı.

Pazartesi bisikletleri ve deniz malzemelerini arabaya yükleyip Balıkesir’e bayram kahvaltısına gittik. Sonra da bir değişiklik yapıp Çan üzerinden Çanakkale’ye gidelim dedik. Balya civarında bisiklete de uygun olabilecek çok güzel yollar var. Çam ağaçlarının içerisinden uzun bir süre gidiliyor. İleride denenebilir.

Planımız Eceabat’ta kalıp sabah Şehitlik turu yapmaktı. 3-5 pansiyona uğradık. Her yer dolmuş. Kabatepe’de bir çadır kampı olduğunu söylediler. Oraya gittik. Gece çadırımızda kalıp Salı sabahı Şehitlik turuna çıktık. Hem çadırda zaten erken kalktığımız için hem de güneşten kaçabilmek adına yine sabah 05:30’da kalktık. Bu sefer çadırı da toplamamız gerektiği için biraz geç kaldık. Yine de yola çıktığımızda güneş yeni doğuyordu. Güzel fotoğraflar çekme şansımız oldu.

Bayramın 2. günü şehitlikler çok kalabalık olurmuş. O yüzden mümkün olan en trafiksiz yönde dönelim dedik. Önce Kabatepe’den Eceabat’a geçip oradan Abide’ye doğru gittik. 73 km’lik, yaklaşık 900 mt tırmanışlı muhteşem bir tur oldu. Türkiye sınırları içerisinde yaptığım en güzel bisiklet turuydu sanırım. Yol kalitesi ve manzara oldukça iyiydi. Bir de trafik sorunu da yaşamadık. Bol bol tırmanıp indik ama bana da antreman oldu. Çok çok çok eğlendim. Kesinlikle tavsiye ediyorum. 70. km ve o kadar tırmanışın sonunda ben tükendim kampa döndüm. Murat Conkbayırı’na doğru da gitti. İyi ki onu takip etmemişim sırf tırmanmış..

Bu turun kaydı da işte burada.

Yolda bizi gören bir amcadan “aferin” de kaptık Abide’ye varınca.. Bizi Namazgah Tabyası’nda görmüş, sonra Abide’de görünce o kadar hızlı varmamıza şaşırdı.

Solda güneş yükseliyordu güneye giderken…

ÇANAKKALE – GÖKÇEADA BİSİKLET TURU yazısına devam et

TOUR OF DENMARK – PART 3

Yeni bisikletle 2 günlük alışma turlarından sonra bu sefer Kopenhag trafiğine çıkmaya hazırım. Ciddi bir bisiklet trafiği var. Hem kurallara uymalı hem de atik ve dikkatli olmalısınız. Özellikle viraj dönerken veya durmadan önce sinyal vermek önemli.

3. gün – 80 km – toplam irtifa 151 m

http://www.strava.com/activities/150296051

Bu sefer tura trenle Køge’ye giderek başladık. Bisikletle birlikte trenin ya ilk ya da son vagonuna binmeniz gerekiyor. Hangi vagona binebileceğiniz hem trenin üzerinde bisiklet işareti ile belirtilmiş hem de bilgi ekranlarında yazıyor. Bisikletleri dayadığınız yerde genelde bisikleti sabitlemek için kullanılabilecek kemerler var. Tabi birden fazla bisikleti üst üste dayayınca başında beklemek gerekebiliyor düşmesin diye.. S-bahnlarda ise ayrıca bisiklet parkı gibi tekerleği sıkıştırabileceğiniz aralıklar var.

Trene bisikleti almak için (s-bahn değilse) ayrıca bisiklet bileti basmanız gerekiyor. Gideceğiniz yerin hangi zone’da olduğuna göre bileti bir kaç kere basmanız gerekebiliyor. Køge’ye giderken safça bir hareket yapıp 2 yolcu bileti 1 bisiklet bileti basıyorum ama iki bisikletimiz var!!! Üstelik kontrole denk gelirsek cezası oldukça yüksek. Trenin ara istasyonlarından birinde koşturarak cihaza gidip tekrar kart basmam gerekiyor. Yerime geri döndükten bir kaç dakika sonra kontrole denk geliyoruz. İyi ki inip tekrar basmışım.

Køge Kopenhag’ın biraz güneyinde, deniz kenarında bir yer. Bu seferki turumuz ağırlıklı olarak sahilde geçiyor. Hemen deniz kenarında yol yok, biraz içeriden gidiyoruz. Hava serin ve yağmurlu. Tam ahmak ıslatan yağmuru. Ne çok rahatsız olup duruluyor, ne de rahat rahat sürülüyor. Islana kuruya bitirdik turu.

Kopenhag’da da bisiklet trafiği beni çok korkutmuştu. Elimi bırakıp sinyal vermek yeni bisikletle benim için bir challenge idi ama üstesinden geldim. Çok da keyif aldım. Meğer kendini trafiğin akışına bırakınca oluyormuş.

Günler de delice uzun o yüzden o kadar uzun süre turlayabiliyorsunuz ki. Turumuzun toplam 8,5 saat (hareketli zaman 5 saat) sürmesine  rağmen -ki evden ancak 13:00’e doğru çıkabilmiştik) ışık yakmadan eve dönebildik çünkü hava 23:30’da kararıyor..

2e762-2466 TOUR OF DENMARK – PART 3 yazısına devam et

TOUR OF DENMARK – PART 2

Evden çıkıp istediğin yöne doğru güvenli bir şekilde bisiklet sürebiliyor olmanın tadı bir başkaymış. Hangi araba beni taciz edecek? Sıkıştırırlar mı ki? Of çok da trafik oluyor oralarda, minibüsler falan… Yalnız gitsem biri bana sataşır mı? Bu sorulardan uzak dilediğinde bisiklet sürmek muhteşem. Danimarka bunu sağlıyor işte..

2. gün – 58 km – toplam irtifa 239 m

http://www.strava.com/activities/149432710

İlk gün yol bisikleti ile ilk tecrübemde 80 km sürüp bunun da bir kısmını toprak/çakıl yollardan yapınca bir de bol bol bisikleti taşıyınca baya yorulduğum için ikinci günün turunu kısa tuttuk. Şansımıza da pek patika, taş, toprak, çamur denk gelmedi. Genellikle asfalttan sürdük.

Windows arka planı olmaya aday fotoğraflarımla karşınızdayım…

TOUR OF DENMARK – PART 2 yazısına devam et

TOUR OF DENMARK – PART 1

Danimarka’yı hep bisiklet cenneti olarak bilirdik ama daha çok gözümüzün önüne şehir içinde bisiklet süren Danimarka’lı kızlar gelirdi 🙂 Gitmeden önce biraz ülkedeki bisiklet yollarını araştırınca doğru bir seçim yaptığımızı anladık. Neredeyse bütün ülke bisiklet yollarıyla kaplı…

Danimarka’ya varışımızın ertesi günü Kopenhag’da Gran Fondo vardı. Velotürk de yarışacaktı. Aslında starta gidip destek vermeyi çok istiyorduk fakat Roskilde’de kalınca, yarış da sabah 8 gibi bir saatte start alınca kalkıp gitmek zor geldi. Yarışa gidemedik. Öğleden sonra Kopenhag’a gittiğimizde yarışını tamamlayıp trenle evine dönmeye çalışan bisikletlileri gördük bol bol.

2 Haziran Pazartesi benim bisikleti aldıktan sonra Roskilde’ye gelip Murat’a bisiklet kiraladık. Gittiğimiz eleman (Erik) normalde sadece dağ bisikleti kiralıyor. Evinin bahçesinde baraka tipi bir dükkanı var. Bu işi biraz hobi olarak yapıyor ve işini çok seviyor. Evi güzel, bahçesi güzel, işi güzel.. Kıskanılacak bir insan… Duvara da asmış Cannondale Supersix Evo’sunu, mutlu mesut yaşıyor. Neyse tam MTB’yi kiralarken kenarda bir yol bisikleti görüyoruz. Meğer elemanın kışın kullandığı yol bisikletiymiş. Yazları Cannondale’i kullanıyormuş. Murat’a isterse onu da kiralayabileceğini söylüyor, kadro da Murat’a uyuyor ve iki yol bisikleti ve bir kaç bisiklet yolu haritası ile dükkandan çıkıyoruz.

Roskilde belediyesi bisiklet yolları için ufak haritlar hazırlamış. Romantik tur vs diye de isimler vermiş turlara.. Genelde 30-40 km uzunluğunda turlar. Biz bunların 1-2 tanesini birleştirecek şekilde rotalar hazıradık kendimize. Garminlerimize de kaydettik. Tur yaparken yolumuzu bu şekilde bulduk.

3 günümüzü bisiklete ayırabildik. Rotalara aşağıdaki linklerden bakabilirsiniz. Turları uzun uzun anlatmak yerine fotoğraflarını koyayım istedim. Sadece şunu söyleyebilirim ki, ülke çok düz.. :)) Mini mini eğimler var, sürekli bir iniş çıkış var ama çok kısa olduğu için rahatça çıkabiliyorsunuz yokuşları.

2 yerde QOM alarak kendimi Danimarka Kraliçesi ilan ettim bu turlarda. O segmentteki tek kadın kullanıcı olsam da bana ne QOM’lar benim 🙂 Bazı segmentlerde 10-15 kadın kullanıcı vardı bu arada. Keşke İzmir’de de öyle olsa da biz de biraz gaza gelsek, yarışsak hafiften…

1. gün – 78 km – toplam irtifa 705 m
http://www.strava.com/activities/149030687

En yorucu turumuzdu. Sık sık toprak ve çakıllı yollara surduk, ormanlara girdik çıktık. Ara ara bisikletleri elimizde taşımak zorunda kaldık. Şehir bisikleti ile çok daha rahat yapılacak bir turdu. Bazı yerlerde şehir bisikleti de gidemezdi tabi. Yine de lastik patlatmadan tamamladık.

danimarka ve bisiklet
Erik’in bahçesi.. Cumartesi akşamları burada mangallar, biralar…. Eleman bisikleti iade etmeye gittiğimizde dükkan kapalı olursa bisikleti bahçeye bırakmamızı istedi. Ne kadar güvenli…  Bu arada, benim bisikleti demonte etmek için gerekirse diye 15’lik anahtar bıraktı şu kuş yuvasına… İyi insan Erik…

TOUR OF DENMARK – PART 1 yazısına devam et