Kategori arşivi: URUGUAY

COLONIA DEL SACRAMENTO / URUGUAY

28.03.2010 – Pazar

Uruguay’da Paskalya tatili 1 hafta sürüyormuş ve şehir ölü bir hal alıyormuş. Bu sebeple Uruguay’da sadece bir hafta kalıp Arjantin’e kaçıyoruz. Buenos Aires’e feribotla geçmek için Colonia del Sacramento ’ya gitmek gerekiyor. Burası eskiden Portekizliler’in kullandığı bir liman şehri. Barrio Sur adında bir tarihi merkezi var. Heryer çok güzel kafelerle dolu. Etraf turist kaynıyor. Turistlerin çoğu Arjantin’den günübirlik gelmiş kişiler.

Şehri yürüyerek gezmek mümkün. İsteyen golf arabası veya scooter da kiralayabiliyor. Fenere çıkıyoruz. Buenos Aires’i fenerden görmek mümkün. Benim Cabo Polonio’da edindiğim yanıkların şiddeti daha da arttığı için fazla gezemiyorum. Murat bir süre yalnız takılıyor.

Feribot daha doğrusu deniz otobüsü oldukça küçük ve sıkıcı. Neyse ki sadece 1 saat sonra Buenos Aires’e varmış oluyoruz. 2,5 saatte giden ve daha büyük ve eğlenceli feribotlar da var ama onlar daha pahalı ve yolu uzatmak gereksiz.

colonia del sacramento

Gülen & Murat

05.05.2010

 

MONTEVIDEO – 2 / URUGUAY

Montevideo Anılarına Devam

27.03.2010 – Cumartesi

Paskalya tatili geldiği için Montevideo ’daki ev sahiplerimizden biri Arjantin, diğeri de Brezilya’ya gitmeye karar veriyor. Biz de evimizi değiştirmek durumunda kalıyoruz. Bu sefer Natalie ile kalacağız, bir süre sonra Nalatie’nin karşılaşabileceğimiz en komik insanlardan biri olduğunu anlıyoruz. Emilio Reus diye bir mahallede yaşıyor. Burada eskiden İsrailliler yaşıyormuş. Evler oldukça eski ve güzel. Eskiden ucuz bir mahalleyken sonradan gereksiz pahalı hale gelmiş ve “SATAN” denmeye başlanmış. 🙂

MONTEVIDEO – 2 / URUGUAY yazısına devam et

VALIZAS & CABO POLONIO / URUGUAY

Valizas’tan Cabo Polonio’ya Kumulların Üzerinden Bir Yolculuk..

25-26.03.2010 – Çarşamba – Perşembe

Sabah erkenden kalkıp otobüsle Valizas’a gidiyoruz, aslında amacımız Cabo Polonio’ya ulaşmak. Yol sadece 30-40 km ama aktarmalı gittiğimiz için 2 saatten fazla sürüyor. Burada CS’den Hollandalı Marscha ile buluşuyoruz. Valizas’tan 3 tane ev almışlar. Yazın bu evleri kiralayıp para kazanıyorlar. Uruguay’a yabancıların yerleşmesi ve iş kurmaları devlet tarafından da desteklendiği için sorun yaşamıyorlar. Güney yarımküre kışa girdiğinde Hollanda’ya dönüp kuzey yarımkürede yazı yaşıyorlar. Birkaç saat onlarla sohbet ettikten sonra Valizas’ın en güzel ve ucuz balık lokantasına gidiyoruz. Gözümüz dönüyor ve birsürü yiyecek sipariş ediyoruz. Okyanus kenarında dev bir plajda balık yeme keyfini yaşıyoruz.

cabo polonio VALIZAS & CABO POLONIO / URUGUAY yazısına devam et

PUNTA DEL DIABLO / URUGUAY

Uruguay’ın Hippi Kenti Punta del Diablo

24.03.2010 – Çarşamba

Punta del Diablo, Montevideo’dan 4-5 saat uzaklıkta bir deniz kasabası. Son zamanlarda hippi kasabası haline gelmiş.. Her yer rengarenk. Yaz sezonu bittiği için sokaklarda çok az insan görüyoruz. Burada El Indio Hostel’de kalıyoruz. (kişi başı US $10 – yaklaşık 15TL) Yeni açılan bir yer olduğu için oldukça temiz ve ucuz.

Eşyaları bıraktıktan sonra yemek yemeye giderken bir okul görüyoruz. Bahçesinde 40 çocuk futbol oynuyor iki takım olarak!! Ortam bu kadar kalabalık olunca takımlara 3’er kaleci düşmüş :))

punta del diablo PUNTA DEL DIABLO / URUGUAY yazısına devam et

MONTEVIDEO / URUGUAY

Uruguay’ın Başkenti Montevideo

22.03.2010 – Pazartesi

Porto Alegre’den Montevideo otobüsüne biniyoruz. Otobüse binerken pasaportlarımızı topluyorlar. Otobüsün üst katında en öndeyiz, manzarayı izlerken keyif yapmayı planlıyoruz. İlk defa bu otobüste akşam yemeği ve sabah kahvaltısı servisi yapıyorlar. Beklemediğimiz için yemekle karşılaşınca çok mutlu oluyoruz.

Otobüs gece 04:00 gibi Chuy’da duruyor. Burada pasaport işlemlerimiz yapılıyor ve çıkış-giriş damgaları basılmış pasaportlarımızı teslim alıyoruz. Kimseyi görmeden 90 günlük giriş hakkımızı almış oluyoruz..

Sabah Montevideo’ya varıyoruz. Porto Alegre’de verdiğimiz molayı da dahil edersek yolculuğumuz toplam 24 saat sürmüş oluyor.

Şehre geldiğimiz ilk saatte mate çılgınlığı karşısında şaşırıp kalıyoruz. Sokaktaki insanların yarısından çoğu mate içiyor. Mate bir nevi bitki çayı ve özel bir bardak ve metal pipetle içiliyor. İnsanlar hem sokakta sürekli mate içiyorlar hem de daha fazla içebilmek için sıcak su termoslarını yanlarında taşıyorlar. Garip olan birşey var. Kimse termosunu çantasında taşımıyor. Kollarının altına sıkıştırıp öyle geziyorlar!!!

Burada Amerikalı Braden ve Alman Daniel’in evinde kalıyoruz. İkisi de üniversite için buraya gelmişler. Ev tarihi merkezin tam ortasında. Camdan Plaza Independencia’yı görüyoruz. CS’nin ne güzel bir şey olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

montevideo MONTEVIDEO / URUGUAY yazısına devam et